Avrupa'daki Nogaylar kimdir?
Dünyanın bir çok yerinde Nogay Türkleri yaşamaktadır. Tarihin belki de en acımazca davrandığı bir boy olan Nogay Türkleri, bugün dünyanın her yerine dağılmıştır. Özellikle Rusya Federasyonunun çeşitli bölgelerinde (Dağıstan, Karaçay Çerkez Cumhuriyeti, Çeçenya, Stavropol ve Astrahanda). Bunun yanı sıra Romanya’da, Kırım’da ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde (Kulu, Şereflikoçhisar, Ankara, Konya, Balıkesir, Adana, Gaziantep ve Eskişehir) Nogay Türkleri bulunmaktadır.
Bu Nogay toplulukları hakkında az yada çok hepimizin bilgisi vardır. Ama çoğu zaman göz ardı edilen, ama sayıları hiçte azımsanmayacak bir Nogay topluluğu da, bugün özellikle Batı Avrupa’da yaşamaktadır. Peki kimdir bu Nogaylar?
a) Geldikleri yerler, geliş amaçları ve geliş zamanları
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Nogay Türklerinin büyük bir çoğunluğu Türkiye’nin Tuz Gölü civarlarında (Kulu ve Şereflikoçhisar’a bağlı Kırkkuyu, Şeker, Akin, Seyitahmetli, Boğazören, Doğankaya ve Ağılbaşı) bulunan Nogay köylerinden gelmiştir. Bunun yanı sıra Eskişehir’in bazı köylerinden, Balıkesir’in Karakaya Köyü’nden ve Rusya Federasyonun çeşitli yerlerinden gelen Nogaylar da, sayıları gerçekten çok az olsa da Batı Avrupa’da yaşamaktadırlar. >
Nogay Türkleri 1960'lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen bir göç hikayesi içindedirler. Bu göç hareketi yalnızca Nogaylara mahsus bir olay değildir. Nogaylar Avrupa’nın Türkiye’den, geçtiğimiz yüzyılda yaşanan, iş gücü getirme politikası nedeniyle gelmiştir. İkinci dünya savaşından sonra Avrupa, Türkiye gibi bazı ülkelerden iş gücü talep etmiş ve bu yabancıların arasında Türkiye’den gelen Nogaylar da bulunmuşlar. Bunun nedeni, Türkiye’nin Avrupa’ya en çok göç veren bölgesinin İç Anadolu bölgesi olmasıdır ve Türkiye Nogayları da en yoğun bu bölgede yaşarlar.
Yani özetlemek gerekirse Avrupa’da yaşayan Nogaylar 1960’larda buraya iş gücü olarak getirilen Nogay Türklerinin çocukları ve torunlarıdırlar.
Az sayıda gelen Nogay Türkünün bu denli büyük sayılara ulaşması da, Nogayların Avrupa’ya geldikten sonra aile birleşimi yoluyla, eşlerini Avrupa’ya getirmelerine ve bu sayede çoğalmalarına bağlamak gerekir.
b) Yaşadıkları yerler
Bugün Avrupa’nın en büyük Nogay topluluğu Hollanda’da, özellikle Delft ve Rotterdam şehirlerinde yaşamaktadır. Hollanda Nogay Vakfından (SNN) aldığım verilere göre bugün yaklaşık 400 hane Nogay, yani tahminen 2000 Nogay Hollanda’da ikamet etmektedir. Bu Nogayların tamamına yakınını yukarıda belirtilen Tuz Gölü civarındaki Nogay Türkleri oluşturmaktadır. Özellikle Kulu’ya bağlı bulunan Kırkkuyu Köyü 120-135 haneyle en yoğun olarak temsil edilen Nogay köyüdür.
Ayrıca Almanya’da da özellikle Köln ve Frankfurt şehirleri arasında yaklaşık 30 hane, daha güneyde de yine Münih ve Stuttgart arasında da yaklaşık 20 hane Nogay Türkü vardır. Bu Nogaylar da Hollanda Nogayları gibi çoğunlukla Tuz Gölü civarı Nogaylarıdır. Ancak Düsseldorf ve civarında yaklaşık 5 hane de Balıkesir’in Karakaya Köyünden Nogaylar vardır. Almanya'nın başkenti Berlin’de de Rusya’dan bir Nogay ailenin yaşadığını bilmekteyiz. Ama Hollanda Nogaylarına nazaran Almanya Nogayları daha dağınık bir şekilde yaşamaktadırlar. >
Bunun yanı sıra bugün İsveç’te, Norveç’te, Danimarka’da, Avusturya’da ve Fransa’da da Nogay Türkleri yaşamaktadır. Bunların da yine tamamına yakını Kulu ve Şereflikoçhisar Nogaylarıdır. Dünyanın diğer bölgelerinden gelen Nogay Türklerinin sayıları azdır.
c) Yaşam biçimleri
Avrupa’daki Nogayların ekonomik durumları çoğunlukla gayet iyidir. Birçoğu yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almıştır. Yaşadıkları şehir ve köylerde mülk satın almışlar, ve yaşadıkları ülkelerin yasa ve normlarına dayanan bir hayat tarzı benimsemişlerdir. Ayrıca Türk-İslam kültürünü de yaşatmaktan da geri durmamaktadırlar. Kendilerini çoğu zaman Türk ya da Tatar olarak tanımlayan Nogay Türkleri, genel yaşam biçimi olarak bir Türk ailesinden ayırt edilemezler.
Yerel siyasette aktif olan bazı Nogay Türkleri, bugün şehir parlamentolarında boy göstermektedirler.
d) Ünlü Nogaylar
Bu Nogay topluluğunun içerisinde spor, edebiyat, bilim ve siyaset alanlarında ün kazanan kişiler bulunmaktadır. Bunların başta gelenleri hiç şüphesiz ünlü futbolcular İlhan Mansız ve Uğur Yıldırım’dır.
İlhan Mansız aslen Eskişehir’in bir Nogay köyündendir. Kendisine Nogay Türklerinin sahip çıktığı gibi Kırım Tatar Türkleri de sahip çıkarlar. Özellikle 2000’li yılların başında Türkiye’nin ünlü spor kulüplerinden Beşiktaş’ta gösterdiği performansla ve 2002’de Japonya ve Güney Kore’de düzenlenen Dünya Futbol Şampiyonasında attığı gollerle ön plana çıkan İlhan Mansız, Almanya’da yaşayan bir Nogay ailesinin çocuğudur. Şu an futbolu bırakarak Türkiye’de mankenlik ve reklam oyunculuğu yapan ünlü futbolcu, en son Japonya’da top koşturmuştur.
Hollanda milli takım futbolcusu olan Uğur Yıldırım ise, Kulu'nun Kırkkuyu köyündendir. O da Hollanda'da yaşayan bir Nogay Türk ailesinin çocuğudur. Dünya frikik şampiyonu olarak, birçok dünya starını geride bırakan genç sporcu, şu an Hollanda'nın birinci lig takımlarından SC Heerenveen takımda top koşturmaktadır.
3. Avrupa'da yaşayan Nogay kültürü
a) Yaşatılan adetler
1860’larda Türkiye'ye ve bundan 100 yıl sonrada Batı Avrupa’ya gelen Nogay Türkleri, hiç şüphesiz ki bazı adet ve geleneklerini kaybetse de Nogay Türk kültürüne has bazı özellikleri korumaktadırlar. Tabi burada bir genelleme yapmaktan kaçınmamız gerekir, zira ortak davranış biçimlerine uymayanlar, her toplulukta olduğu gibi Avrupalı Nogaylarda da vardır. Peki nedir bu adetler?
Nogay Türkleri ata yurtlarından binlerce kilometre uzaklıkta yaşasalar da, bugün hala kendi boy atlarını unutmamışlardır. Bu boylardan özellikle iki tanesi öne çıkmaktadır (Türkiye Nogaylarında olduğu gibi): “Comboyluk” (yani Yemboyluk) ve de “Cetsan” (ya da Yedisan).
Bugün bu geleneklerin yaşadığının diğer önemli göstergelerinden biri, Nogay Türklerinin ana ve babaya gösterdikleri saygı ve karşılığında gördükleri sevgidir.
Aslında bu geleneklerin çoğu diğer Türk boylarında da mevcuttur. Mesela bir Nogay genci asla babasının yanında uzanarak yatmaz ya da ana-babasından önce sofraya oturmaz. Babaya karşı çıkmak çok büyük bir tabu'dur.
Yine başka bir örnekte düğün merasimleridir. Düğünlerde Nogaylara has oyunlar oynanmaktadır. Türkiye'de yaşayan Nogay Türklerinin “Kobız” olarak nitelendirdiği akordeon eşliğinde “Kanakiy” olarak adlandırılan oyun oynanır ve akrabalar “Şappaz” söyleyerek evlenecek çift için para toplar. Nogaylar mesafe tanımaksızın özellikle yakın akrabalarının düğünlerine iştirak ederler (mesela İsveç’ten Almanya’nın güneyine gelinmesi beklenen bir şeydir).
Yine aynı şekilde cenazelerde de Nogaylar, birbirlerine başsağlığı ve taziye dilemek için uzun mesafeler kat edebilirler.
Cenaze evlerinde kadınlar “Bozlav” denilen ahıtlar yakarlar. Erkekler ise bir arada oturup, Kur'an okurlar.
Cenazeler genellikle Türkiye'ye götürüldüğü için, burada ki cenaze merasimleri taziye niteliğindedir.
Yine Nogayların bir araya geldiği bir zamanda İslam'ın kutsal ayı olan Ramazandır. Birbirine mesafe açısından yakın olan Nogay Türkleri (ve tabiki diğer müslümanlar) birbirlerini “avız aşbağa” yani iftar yemeğine davet ederler.
Dini bayramlarda yine Nogaylar tarafından akraba ve dost ziyaretleriyle değerlendirilir. Büyüklere “Kol almağa” yani el öpmeye gidilir. Tabi İslam dinine uygun olarak kurban bayramında birde kurban kesilir ve akşamına et suyundan “sorpa”, “inkal” (bazı Nogaylarca “aldama” olarak ta bilinir) yapılarak ailece yenilir.
Nevruz ve Sabantoy Avrupalı Nogaylarca pek kutlanmayan bayramlardır. Ancak son yıllarda dernekleşme ile başlayan hareketlilik, bu bayramlarından yavaş yavaş önem kazanmasını beraberinde getirmiştir.
Giyim ve kuşam kültürü olarak Avrupalı Nogaylar, Türkiye'den gelen giyim tarzını benimsemişlerdir. Özellikle yaşı ilerlemiş bayanların tamamına yakını “cavlık” takarak başlarını islami kurallara uyarak örterler. Genç nesilde bu biraz farklıdır. Genç Nogaylar genellikle yaşadıkları ülkenin giyim modasına uyarlar (tabi çoğunluğu bazı dini kurallara uyarak).
b) Yemek kültürü
Çok zengin bir yeme ve içme kültürü bulunan Nogay Türklerinin Avrupa’daki temsilcileri de dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan Nogaylara benzer bir mutfağı vardır. Elbette Türk ve hatta yaşadıkları ülke mutfağının etkileri de bulunmasına rağmen (tabi domuz eti hariç), Avrupalı Nogaylar kendi mutfaklarına da önem verirler. Özellikle de “ayak şay” (ya da “Nogay şay”) sofralarda hiç eksik olmaz.
Bir başka önemli yemek türü de hamur işleridir: “inkal” (“aldama”), “üyken börek” (“kazan börek”), “kassık börek”, “taba börek”, “şil börek”, “kalakay” ve “bavırsak” Nogay mutfağının vaz geçilmezleri arasındadır.
Özellikle misafir geldiğinde yapılan bu yemekler, beraberce afiyetle yenilir. Tabi günlük hayatta da bu yemekler Nogay sofralarını süslerler.
Bavırsak bayram ve cenaze gibi önemli günlerde yapılır ve konuklarca Nogay şay eşliğinde yenilir.
Bir başka Nogay yemeği ise Türkiye’de “helva” olarak bilinen “mamelek”tir (ya da “maymılavuk”). Bu yemek hafif olduğu için genellikle kahvaltılarda yenilir. Kahvaltılık başka yemekler ise “aside” ve “torta”dır.
Tabi Türk sofra kültürünün vazgeçilmez bir ögesi de et'tir. Hemen belirtelim, Avrupa Nogayları da Türkiye Nogayları gibi at eti yemezler. Daha çok sığır ya da koyun eti yerler (“sıyır” ve “koy”). Suda kaynayan hemen hemen tüm yemeklerde et suyu (“sorpa”) kullanılır.
Alkollü içkiler sofralarda bulunmaz. Dinimizce haram olduğu için düğünlerde dahi açıktan içilmez. İçki içenler gizliden içerler.
Kımız Avrupalı Nogaylar’ca bilinmeyen bir içkidir.
4. Dernekleşme çalışmaları
Son yıllarda Avrupa’da yaşayan Nogay Türklerinin bir dernek çatısı altında toplanma arzusu ortaya çıkmıştır.
a) Hollanda Nogay Vakfı (SNN)
19 Mart 2006 tarihinde kurulan Hollanda Nogay Vakfı (SNN) bu derneklerden ilkidir. Yaklaşık dörtyüz Nogay Türk ailesini temsil eden Vakıf, Hollanda makamlarınca yasal olarak tanınmıştır. Büyük gayretlerle kurulan derneğin yönetim kurulu dokuz üyeden oluşmaktadır. Bu yönetim kurulu Avrupa’da yaşayan Nogay Türklerinin geliş yerlerine göre oluşmuştur. Yani her köye Hollanda'daki nüfus durumuna göre yönetimde temsil hakkı verilmiştir: Bu kurala göre Kırkkuyu ve Şeker köyleri ikişer, Akin, Seyitahmetli, Boğazören, Doğankaya ve Ağılbaşı köylerine birer kontenjan verilmiştir.
Başkanlığını Adnan Berkcan'ın yaptığı dernek finansmanını üyelerin aylık ödemeleriyle karşılamakta. Şu anda Rotterdam Zuid'te bir büro kiralamakla meşgul olan dernek, şu ana dek pek bir varlık gösterememiştir.
Vakfın hedefleri şunlardır: Nogaylar arasında birlik ve beraberlik oluşturmak, yardıma muhtaç Nogaylara (Avrupa’da ve Türkiye’de) ekonomik yardım etmek, her yıl Rotterdam'da “sabantoy” şenliği düzenlemek, gençlere kültürel seminerler ve folklor kursları vermek ve Nogay dilini gençler arasında yaygınlaştırmak.
Aynı zamanda sportif faaliyetleri de destekleyen Vakfın bu alanda ilk başarısı da kuruluşundan kısa bir zaman sonra 02.04.2006 tarihinde Hollanda'nın Rotterdam şehrinde Doğuş Gazetesinin geleneksel olarak düzenlediği voleybol turnuvasında gelmiştir. SNN Voleybol takımı bu turnuvayı kazanmıştır.
b) Almanya'daki gelişmeler
Hollanda Nogaylarının dernek kurması Almanya’da yaşayan Nogaylara da örnek olmuştur. Jasmin Yıldız, Ramazan Orak ve Fatih Polat gibi akademisyenlerin başını çektiği grup SNN'yle irtibat halinde yürütülen çalışmaları başlatmıştır. Henüz çok yeni olan bu gelişmede pek ilerleme sağlanamamıştır.
Fikir olarak üç proje ortaya çıkmaktadır:
1) Almanya'da da Hollanda'da olduğu gibi ayrı bir dernek ya da vakfın kurulması
2) SNN'e bağlı olan Almanya şubesinin kurulması.
3) Resmi olarak iki dernek kurup (Hollanda ve Almanya) bu derneklerin Federasyon oluşturması (Avrupa Nogay Vakfı)
Hangi fikrin yoğunluk kazanacağı ileriki günlerde netlik kazanacaktır.
5. Sonuç
Başta da belirttiğimiz gibi bu çalışmanın amacı dünyanın diğer yerlerinde yaşayan Nogay Türklerine Avrupa'nın ortasında yaşayan kardeşlerini tanıtmaktır. Bu amacımıza ulaştıysak ne mutlu bize.
Peki neden bu gibi çalışmalara ihtiyacımız var? Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Avrupa'daki Nogay Türkleri, ne gibi tehlikelerle karşı karşıya olduklarını kolaylıkla anlamışlardır. Türk kültürünün Avrupa kültürü içindeki asimilasyonunu durdurabilmek için için Nogay toplulukları ile birlikte diğer Türk topluluklarının birbirlerini, girişte de belirttiğimiz gibi tanıması gerekir. Bu da ancak buna benzer çalışmalarla mümkündür. Bu sayede Nogay Türkleri ortak kültürel değerleri rahatça belirleyebilir ve bunları bilinçli bir şekilde muhafaza edebilir.
Bu çalışmada kaynak olarak kullandığımız "Nogay Türkleri Bülteni"ne (www.nogayturkleri.org), bizzat sorularımı cevaplayan Nogay ailelerine, yine bilgi veren ve röportaj teklifimi kabul eden SNN Başkanı Sayın Adnan Berkcan'a teşekkür ederim.
Aynı zamanda bu konferansı organize eden ve biz Nogaylara birbirimizi tanıma imkanı sağlayan Sayın Kistaman Kazalieva'ya, konferansın maddi sponsorluğunu üstlenen ve bana maddi olarak bütün imkanları sağlayan Sayın Arsen Matakayev'e ve Rusya'ya gelebilmem için büyük efor sağlayan değerli dostum Sayın Eldar Karasov'a ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
|