Bir toplumun beslenme kültürü hayat sekliyle yakindan baglantilidir. Hayat seklinin degismesi, beslenme kültürünün de degismesine neden olur.Bu bakimdan beslenmede göçebe ve yerlesik hayat biçiminde farkliliklar görülmekte, bu farklilik beslenme kültürüne de önemli ölçüde etki etmektedir. XVI. yüzyilda Nogaylar ile ilgili bilgi veren Jenkinson, onlarin beslenme sistemine de deginmis ve eserinde bilgiler vermis ve bazi degerlendirmelerde bulunmustur. "Sahip olduklari büyük sayidaki hayvanlar tek geçim ve zenginlik kaynaklaridir. Genellikle at eti yerler ve kisrak sütü içerler. Misirin varligindan haberleri yoktur. Ekmek yemezler. Hristiyanlarin tahil tükettikleri ve tahildan elde edilen içkileri içtikleri için güçsüz olduklarini, kendilerinin ise et ve süt ile beslendikleri için çok güçlü olduklarini savunurlar." Evliya Çelebi de yukardaki bilgileri dogrulamakta ve "Tatar kavmi ömürleri boyunca su içmek ve yemek (ekmek) yemek nedir bilmezler. Eger ekmek yiyip, su içerlerse hemen o saat ölürler. Devamli at sütü, deve sütü, boza ve talkan içerler" demektedir.
Evliya Çelebi, Nogaylar'in hayvansal ürünleri imal etmeleri hususundaki ustaliklarina temas etmekte ve Nogay kavminin yüz kirk kabilesi Heyhat sahrasinda konup göçerken yaptiklari yagi Taman adasinda sattiklarini belirtmekte ve "Kalmuk Heyhat sahrasina ayak basinca Nogay kavmi darmadagin olmus, yagin da ìstanbul'daki fiyati yükselmisti" seklinde bir açiklamada bulunmaktadir.
Yemekler ve içecekler
Nogaylar'in millî yemeklerinin benzerlerini Orta Asya, Volga Havzasi ve Kuzey Kafkasya'daki topluluklarda da görmekteyiz. Besbarmak, saslik, kimiz yogurt ve ayran gibi Nogaylar'in sevdigi yiyecek ve içeceklere Kuzey Kafkasya'da yasayan bir çok toplulugun da ragbet ettigi görülmektedir.
Genel olarak et ve süt ürünlerinin hakim oldugu Nogay mutfaginda, uygun iklim sartlari söz konusu oldugunda sebze ve çesitli bahçe ürünleri bulunur ve bunlar da kullanilirdi. Tavrida Guberniya'sinda (Vilâyeti'nde) yasayan Nogaylar elma, armut, ve üzüme özel bir düskünlük gösteriyorlar, visne ve inciri panayir ve pazarlardan satin aliyorlardi. Karpuz ve kavunu ise kendileri yetistiriyordu. Tükettikleri bitkiler arasinda sogan, biber ve sarimsak da ön planda gelmekteydi.
Et türü yemekler hususunda sunlari söylemek mümkündür: Nogaylar, Orta Asya'nin, ìdil Bölgesinin Türk topluluklarinda oldugu gibi at, deve, koyun, sigir, kümes ve av hayvanlarinin etlerini yiyorlardi. Nogaylar yazin koyun eti, kisin ise daha çok at eti yemekteydiler. Kisin mevsim hastaliklarina iyi geldigi gerekçesiyle taze tay etine ragbet göstermekteydiler. Taydan elde edilen yagin ise mide hastaliklarina iyi geldigi söylenmektedir. At etinden "qazi" denen bir çesit sucuk yaptiklari gibi, bu kazidan soganli yagda "quvirma" denen bir yemek de yapmaktaydilar. "Toltirma" da bir baska sucuk türüdür.
Genelde eti sulu olarak pisirirlerdi. etin suyundan ise çorba yaparlardi. Kuzu etinden özellikle ilkbaharda "tabaq borek", "qazan borek" yaparlardi. Besbarmak da sevilen et yemeklerinden birisiydi. "Quvirdaq" ve bunun bir baska çesidi olan "quvirma" da hoslanilan et yemekleri arasindaydi. Çobanlar ise "kurleme" isimli yemegi yapmaktaydilar. Baligin bulundugu bölgelerde de özellikle kizartilarak balik tüketilmekteydi. Ekmegin ragbet gördügü yüzyillarda da yasli Nogaylar daridan ekmek pisirirlerdi. Az gelirli olanlar ise daridan "malay" (börek biçiminde ekmek ) üretirlerdi.
ìçecek olarak Nogaylar'in fazla su içmediklerini yukarida belirtmistik. Kimiz, Nogaylar arasinda önemli bir içecek olarak görülmektedir. Kimizin kuvvetlendirici bir içecek oldugu ve sagliga yararli bulundugu seklinde bir inanca sahiptiler. Özellikle akciger ve mide hastaliklarina karsi etkili bir ilaç olarak da kimizdan yararlanmaktaydilar, Sütü ise çig olarak içtikleri gibi, yogurt, peynir ve ayran olarak da tüketmekteydiler. ìnek ve koyun sütünden beyaz peynire benzeyen ve yaygin biçimde yenen "pislaq"i hazirlamaktaydilar.
Kisin sütün ve kimizin bulunmadigi zamanlarda boza yapmaktaydilar. Dügünler ve törenler için çok miktarda boza yapiliyordu. Boza topluluk içinde törenlerde tüketilen içeceklerden biridir. Balboza ve serbet de diger içecek türleri arasinda sayilabilir.
Nogaylar'in içecekleri arasinda Nogay çayinin özel bir yeri vardir. Bu çay bir çok toplulugun beslenme kültüründe yer almaktadir. Bu çay bazi topluluklarda Kalmuk çayi olarak da isimlendirilmektedir. Türkiye'ye göç etmis Nogay Türkleri'nin beslenmelerinde hâlâ Nogay çayinin önemli bir yeri oldugu müsahade edilmektedir.
Mutfak Araçlari ve Yemegin servisi
Yemegi genellikle kazanda pisirirlerdi. Bir kaç çesit kazana rastlanmaktadir (Kulakli kazan gibi). Kap-kacaklarin çogu tahtadandi. Bazilarini ise kamistan yapiyorlardi. Saba, tuliq, torsiq ve artpaq dedikleri torba ve tulumlar ise deriden yapiliyordu. Bazi sütlü yiyecek ve içecekleri kurutulmus kabaktan yapilan kaselerde yemekteydiler. Mutfak malzemesi yapan ustalara "agas usta" adi verilmektedir
Yemek, üyken üyde (büyük evde) yenilirdi. Yemegi dagitmak için büyük kasigi kullanma, kadinin evdeki üstünlügünün sembolüydü. Bunu yalniz yasli kadin, onun bulunmadigi hallerde en yakin yardimcisi yapardi. Yemek bazen sirayla yenirdi. Bazi kereler ise ayni anda, ama gruplar halinde yenmekteydi. Böyle bir gruplasmada yas gruplari gözönüne alinirdi. Yaslilar birarada bulunurlar, aile reisinin karisi da onlarla birlikte sofrada yer alirdi. Bu sofrada ki oturma düzeninin en orunlu (üstün) yerini teskil ederdi. Yemegi dört ayakli, ayaklari kisa masalarda yerlerdi. Eger misafir gelirse, gençler sofradan çekilirler, yerlerini misafire birakirlardi. Yasli erkek ve kadinlar misafirlerle birlikte yemege devam ederlerdi.
Nogaylar özel günlere büyük önem vermisler ve kutlama günlerini de birlik ve beraberlik duygusuyla geçirmislerdir. Nevruz bayramina büyük önem vermislerdir. Bu bayramlarda kazanlarda koyun ve at eti pisirilirdi. Nogaylar'in bir kismi Nevruz bayraminda evlerinde yemek yapmazlar, köy kenarina çikarak sadece getirdikleri sütü içerlerdi. Köyün bütün gençleri ve yaslilari köyün kenarinda toplanirlar, inekleri ve kisraklari, develeri sagip çevrelerindekilere süt dagitirlar ve birbirlerine sütle saygi gösterisi yaparlardi. Bu bayram yemegi en yasli kisinin duasi ile baslatilir, sütü alan kisi süt tasini iki eliyle tutarak günese bakar ve yere sicakligini versin, vaktinden önce kavurtmasin diye de dua ederdi. Sonra bir kaç süt damlasini yere damlatir, sütten biraz içip çevresindekilere dagitirdi.
|